California Üniversitesi, Santa Barbara Religious Studies’de öğretim üyesi olarak çalışan Profesör Ahmed Atıf Ahmed, 05 Aralık 2019 Perşembe günü saat 15:00’te İlahiyat Fakültesi’nde The Fatique of the Shari’a konulu bir konferans verdi. İslam Hukuku ve Hukuk Epistemolojisi alanında çalışmalar yapan Dr. Ahmed, geleneksel İslam hukukunun bugünkü dünyada yeniden canlanıp canlanamayacağı üzerine yürütülen tartışmaları ele aldı ve bu tartışmaların iki seyri olduğuna işaret etti. İlki, İslami gelenekte ilahi rehberliğin gelecekte sürüp sürmeyeceği konusundaki klasik dönemde yapılan tartışmalar; ikincisi ise modern akademisyenlerin şeriatın sonu geldiğine dair ortaya attıkları iddialar. Dr. Ahmed, klasik dönem alimlerinin, zaman içinde ilahi rehberliğin ve İslami kaynaklara referansın zayıflayabileceği ve ortadan kalkabileceği yönünde farazi tartışmalar yürüttüklerini ileri sürdü. Bugün ise bu tartışmalar, geri dönülmez şekilde ilahi atıfların kurumsal hayatın dışına çıktığı ve modern bilimin üstünlüğü karşısında (tüm dinlerde geçerli olacak şekilde) İlahi rehberliğin gerilediği tezi üzerinden yürümektedir.
Dr. Ahmed, bu tartışmadaki en önemli sorunun “İlahi rehberlik, hep aynı şekilde itibar görebilir mi?” sorusu olduğu üzerinde durdu. O, bu soruya muhtemel üç cevabın olduğunu söyledi. İlki, hayır cevabıdır ve diğer peygamberlerin vahiylerinde olduğu gibi Hz. Muhammed’in getirdiği vahiy de modern hayatla uyumsuzdur. İkincisi, vahye referans sona ermemiştir, ancak bunun olması da imkânsız değildir. Üçüncüsü ise evet cevabıdır ki Tanrı’nın emirleri asla ortadan kalkmayacaktır. Dr. Ahmed, bu sorunların sadece İslami teolojinin değil, tüm diğer teolojilerin de sorunu olduğunu belirtti.
Dr. Ahmed, konuşmasını birinci yaklaşıma odaklanarak, özellikle Colombia Üniversitesi’nden Weal Hallaq’ın başını çektiği ve modern siyasal ve hukuki kurumsal yapılarda meydana gelen köklü değişimlerin, geleneksel şeriatın işlevini kaybetmesine yol açtığını ve geleneksel formlarıyla tekrar canlanmanın da mümkün olmadığını ileri süren akademisyenlerin yaklaşımları etrafında sürdürdü. Dr. Ahmed, şeriatın sürekliliği veya inkıtaa uğramasının onun akli ve nakli temelleri arasındaki dengenin korunması veya bozulması ile ilgili olduğunu ileri sürerek, geleneksel Eşari yaklaşım esas alındığında bir şeriat yorgunluğundan bahsedilebilecekse de Mutezile kelamı bakımından bu yorgunluğun giderilebileceğini söyledi.
Dinlerin özel durumlarına dikkat çekilerek bu tartışmanın ilerleyemeyeceğini anlatan Dr. Ahmed, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde bulunmaktan ve akademisyenlerle tanışmaktan memnun olduğunu ve bunun sürekli bir işbirliğine dönüşmesini arzuladığını ifade ederek konuşmasını tamamladı. Ardından katkılar, soru ve cevaplar kısmına geçildi ve yaklaşık bir buçuk saat süren konferans, tartışmanın başka akademik platformlarda sürmesi dilekleri ile sona erdi.